BASINDAN YAZILAR
Lonca ve Ahilik Döneminden Günümüz Çalışma Hayatında Atatürk İmzası / Vedat İlki - MuhasebeTR

Lonca ve Ahilik Döneminden Günümüz Çalışma Hayatında Atatürk İmzası / Vedat İlki

 Ebediyete intikal etmesinin ardından 78 yıl geçmiş,bu yıllar içinde Türk Çalışma hayatının temelleri olan düzenlemeler onunla birlikte başlamış,halen yasal düzenlemelerle sürdürülmeye çalışılıyor.

Çalışma hayatı çeşitli dinamizmler üzerine kurulduğu için ekonominin değişmez parçası olduğundan mevcut düzenlemelere yer veriliyor.

Çağımızda sermaye yapısında değişimler,küreselleşme olgusunu da göz önüne alırsak,bu değişimlere ayak uydurmak içinde çağdaş ve demokratik sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışma hayatını şekillendirecek yasal düzenlemelere kavuşturmak gerekir.

Burada emek ve sermaye dengesi kurulmalıdır.

Emek hakkını almasının yanı sıra sermaye de emeğin hakkını yemeden yatırımlarını iyileştirmelidir.

Böylece hak içinde emek ve sermaye bölüşümü adil olur.

Loncalar; tüm esnaf ileri gelenlerinin toplandığı, meslekleriyle ilgili serbestçe görüşebildiği ve herkesin uyabileceği kararların alındığı yerlerdir. Her loncanın bir “teavün sandığı (orta sandığı)” mevcuttur.

Lonca yapısı içinde oluşturulan teavün sandıklarından, yaşlılık nedeniyle işini sürdüremeyen, kalabalık ailesi olan, evlenen, sakatlanan, hastalanan esnaf ve zanaatkârlara ya da ailelerine ayni ya da parasal nitelikte yardımlar yapılabilmekte, borç para verilebilmekte ve ölmeleri halinde cenaze giderleri karşılanmaktaydı..

Ülkemizdeki ilk sanayileşme hareketleri Avrupa’ya kıyasla daha geç yaklaşık olarak 19. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır.Loncalarda işlevini kaybetmiştir.

Ahilik müessesesi, tasavvufi anlamda cömertliğe, el açıklığına dayanır ve fertlerin birbirini kardeş gibi görmelerinin bir ifadesidir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk sanayileşme hareketleri, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde başlamıştır. Tanzimat ve Meşrutiyet döneminde; yapı, deri, halı, dokuma, cam vb. alanlarda sanayinin kurulup geliştirilmesi sonucu, İstanbul ve Rumeli’de, çoğu yabancı sermaye ve ortaklıklar tarafından kurulup işletilen fabrikaların sayısının artmasına bağlı olarak buralarda çalışan işçi sayısında da artış gözlenmiştir.

Çalışma hayatıyla ilgili olarak düzenlemelerin yer aldığı yazılı kaynakların başında, 1863 tarihli “Maden Nizamnamesi” ile kömür işçileri için 1865 yılında çıkarılan “Dilaverpaşa Nizamnamesi” gelmektedir. Bu nizamnamelerden sonra iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kuralların yer aldığı 1869 tarihli “Maadin (Meaddin) Nizamnamesi” çıkarılmıştır.

1877 tarihinde çıkarılan “Mecelle-i Ahkam-ı Adliye’de (Mecelle)” de çalışma hayatını düzenleyen bazı hükümlere yer verilmiştir. Ülkemizin ilk Medeni Kanunu olan Mecelle’de çalışma ilişkileri insane kirası başlığı altındaki hükümlerle düzenlenmiş ve işçi “nefsini kiraya veren kimse” olarak tanımlanmıştır.

Bu dönemde çıkarılan Mecelle dışındaki çalışma hayatıyla ilgili düzenlemelerin yer aldığı yazılı kaynaklar arasında giderek çoğalan işçi eylemlerini yasaklamak üzere 1909 yılında çıkarılan “Tatil-i Eşgal Kanunu” gelmektedir. Aynı yıl çıkarılan “Cemiyetler Kanunu” ise, cemiyet kurmada serbestlik esasını getirmiştir.

Yukarıdaki düzenlemelere baktığımızda Osmanlı İmparatorluğu sanayileşmeyle birlikte 19 yy ikinci yarısında bu sahada yapılandırmaya gitmiştir.

Kısıtlı işçilik hakları,yabancı sermayenin hakimiyeti,kamu görevlilerine sağlanan bazı menfaatler verilmiştir.

GENÇ CUMHURİYET ÇALIŞMA HAYATINI DÜZENLEYEN KANUNLARA İMZA ATARAK GÜNÜMÜZ ÇALIŞMA HAYATININ ŞEKİLLENMESİNE KATKI SAĞLAMIŞTIR.

Türk İş Hukuku tarihçesi içinde önemli bir olay, 1920 yılında kurulan TBMM’nin henüz Cumhuriyet kurulmadan 1921 yılında çıkardığı 114 sayılı “Zonguldak ve Ereğli Havzai Fahmiyesinde Mevcut KömürTozlarının Amele Menafii Umumiyesine Olarak Füruhtuhuna Dair Kanun”dur. Bu Kanun, Zonguldak veEreğli Kömür Havzası’nda kömür üretiminden sağlanan tozların açık arttırma suretiyle satılarak bedelinin işçilerin yararına kullanılmak üzere Ziraat Bankası’na yatırılmasını öngörmektedir.

1921 tarihinde Ereğli kömür işçilerinin yaşama ve çalışma koşullarını düzenlemek amacıyla 151 sayılı “Ereğli ve Zonguldak Havzai Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun” çıkarılmıştır.

Uygulama alanı Ereğli Havzası ile sınırlı olan Kanun bireysel iş ilişkilerine yönelik koruyucu kurallar yanında sosyal sigortalarla ilgili bazı kurallara da yer vermiştir. Ülkemizde ilk asgari ücret uygulamasına bu Kanunda rastlanmaktadır.

Cumhuriyetin ilanından sonra kabul edilen 1924 Anayasası, toplanma ve dernek kurma hakkını tanımış ve bu dönemde iş hukuku alanında da birtakım kanunların oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır.

 Ø  1924 tarihli 394 sayılı “Hafta Tatili Kanunu”,

Ø  1926 tarihli 818 sayılı “Borçlar Kanunu”,

Ø  1930 tarihli 1593 sayılı “Umumi Hıfzısıhha Kanunu” ,

Ø  1935 yılında 2739 sayılı “Ulusal Bayram ve Genel Tatil Günleri Hakkında Kanun” bu anlamda ilk kanunlardır.

Ø  Ülkemizde bireysel iş ilişkileri, ilk kez Borçlar Kanunu’nun “Hizmet Akdi” başlığı altında yer alan hükümleriyle düzenlenmeye başlamıştır.

Ø  Ancak 1936 yılında yılında kabul edilen 3008 sayılı “İş Kanunu”, Türk İş Hukukunun en önemli belgelerindendir. Kanunu önemli kılan hususlar; çalışma ilişkilerini bütünsel olarak düzenleme amacına yönelik ilk kanun olması, aynı zamanda da bireysel çalışma ilişkilerine yönelik düzenlemeler yapmakla birlikte, toplu iş ilişkileri alanına yönelik hükümler de içermesidir. Bu Kanun, ilk defa Türkiye’nin her yerinde geçerli olmak üzere çalışma ilişkilerini düzenlemektedir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışma hayatını ilgilendiren kanunların temeli atılmıştır.

Bununla kalınmayarak çalışma hayatını oluşturan ,işçi,köylü,esnaf ve sanayici içine alan geniş kapsamlı kanunlar ile düzenlemelere yer verilmiştir.

Ülkemizde her ne kadar çalışma hayatını ilgilendiren yeni düzenlemeler hayata geçirilse bile ,iş kazaları hız kesmemiş,meslek hastalıkları bilinmiyor,çalışma hayatları ve kuralları öğrenilmiyor.

Olumsuzluklar yanında olumlu olanlarda son yıllarda çalışma hayatı ve sosyal güvenliği ilgilendiren konular İlk Öğretimde ders kitaplarına girerken ,SGK projesiyle çocuk yaşta sosyal güvenliğin denetçisi olan çocuklarımız seçilerek sertifikalar dağıtılıyor.

Türk milletinin tarihinde sosyal güvenlik anlayışını çok öncelere götürmek mümkün olmakla birlikte, modern anlamda Türk sosyal güvenlik sisteminin kurucusu Atatürk’tür.

(Kaynak: Ali Tezel | 10.11.2016)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM