BASINDAN YAZILAR
YMM Vedat ÖZDAN - KDV risk yönetimi stratejiniz var mı? - MuhasebeTR

YMM Vedat ÖZDAN - KDV risk yönetimi stratejiniz var mı?

Her şirketin orta ve uzun vadeli planları vardır ve şirketlerin kısa dönemli öncelikleri bu planlara göre belirlenir. Planlara uygun olarak hazırlanmış öncelik setine program diyoruz. Öncelik setinin uygunluğu ve yeterliliği bir dizayn işidir ve bu konuda tecrübenin yadsınamaz faydası vardır. Programların dizaynı kadar iyi uygulanması da yönetici sorumluluğundadır. Devlette dahi artık "strateji geliştirme başkanlıkları" kuruldu. Bu tür birimlerin kuruluş amacı, iş işten henüz geçmemişken "nerede yanlış yaptık" sorusunun cevabını bulmaya çalışmaktır. Uygulamanın gözetimi ise bir sistem işidir. İyi bir sistem, yöneticiyi risklerden korur; dolayısıyla şirketi program hedefleri doğrultusunda tutar. İyi bir yönetici kurduğu/var olan sistemi profesyonel bir ekiple gözetler, kontrol ettirir ve denetletir. Aldığı objektif bilgiyi sistemi iyileştirmekte kullanır. Bir şirket yöneticisinin amacı, eldeki veri seti ve şirket donanımıyla, en az riskle sürekli olarak uzaklaşan bir hedefe doğru durmaksızın koşmaktır. Çoğu zaman veri seti ve donanım kalitesi kadar "güçlü sezgiler" (intuition) de işe yarar. Koşarken veriler de değişir, gerekiyorsa donanımı da değiştirmek gerekebilir, ama bizi asıl kurtaracak olan sistemimizdir. İyi yönetici en az sürprizle karşılaşandır.

Kontrol ortamının önemi ve "sistemin körlüğü"...

Şirket içinde etik kurallara ve değerlere önem vermek, iyi bir kontrol sistemi için vazgeçilmezdir. Kötüyü ortaya çıkarma ve şiddetle cezalandırma üstüne kurulu bir kontrol ortamını, daha çok bizim gibi "Doğulu" yöneticiler tercih eder. İyiyi ortaya çıkarmak ve ödüllendirmek ise daha çok Anglo-Sakson işidir. Dış politikası ve şeceresi bir yana Amerikan toplumunun görünmez bir anayasası vardır. "Bu adil değil denince" (It is not fair) her Amerika vatandaşı aynı şeyi anlar ve orada akan sular durur. Her şeyi kanunla ve yaptırımla çözemezsiniz. Unutmamak gerekir ki, her insanın bir "vicdan terazisi" vardır. Dürüst, çalışkan, yeterli, şirket kültürüne ve değerlerine sadık personelin önünü açmak; rol ve sorumlulukları bu esaslara göre dağıtmak, şirket içinde bir "ortam", bir "çalışma ve yönetim felsefesi" yaratır. Yönetimin yarattığı ve beslediği bu "kültür ortamı" sayesinde personel işini yaparken "iyi olmayı" kariyer planlamasında başarının yegane anahtarı olarak görür ve sisteme gönüllü olarak destek verir. Sistem, açgözlüyü, fırsatçıyı, suiistimalciyi, yetersizi ve kötü niyetliyi deşifre etmekte tökezliyorsa "kontrol ortamı" bundan olumsuz etkilenir. "İyi olanı" çıldırtan şeyle, "suiistimale mütemayil olanı" kışkırtan şey aynıdır. Buna "sistemin körlüğü" diyoruz. İnsana bir sürü şeyi yaptıran kendi içinde yaşadığı diyaloglardır. Yönetim felsefenizin ne tür iç diyaloglara vesile olduğunu gözetin. Sistemi yönetici gözetler ve kör bir sistemle bir yöneticinin "iyi olması" mümkün değildir.

Risk yönetimi neden gerekli?

Her şirket sürekli yenilenen ve bu nedenle de hep uzaklaşan hedeflerine ulaşmak için değişik zamanlarda farklı risklerle karşılaşır. Bunların bir kısmı şirket kaynaklardan beslenirken, önemli bir kısmı şirketin üzerine oturduğu temellerin yetersizliğinden kaynaklanır. Kurumsallaşmak temellerimizi sağlamlaştırır. Risk yönetiminin ön koşulu, şirketin orta ve uzun vadeli planlarına uygun olarak hazırlanmış olan öncelik setini doğru kurgulamaktır. Şirketin farklı çalışma birimleriyle bağlantısı doğru oturtulmamış ve içsel tutarsızlık taşıyan öncelik setleriyle başarıya ulaşmak mümkün değildir. Risk değerlendirmesi (risk assessment) exante bir egzersizidir ve bu egzersizin iki gerekçesi vardır: 1) Şirket hedeflerine ulaşmanın önündeki muhtemel engelleri öngörmek; bu engelleri kontrol altına almak ve aşmak için gereken önlemleri "iş işten geçmeden" almak; 2) Şirketin önündeki "fırsatları" aramak ve doğru zamanda bulmak... Yukarıda da söz ettiğimiz gibi bir yöneticinin amacı, çoğu zaman öyle görünse de, asla sabit değildir. Misyonunu, değişen koşullara uyum sağlamak ve durmaksızın hareket eden bir hedefe (moving target) giden yol üzerinde koşmak olarak tanımladığımız iyi bir yöneticinin risk yönetiminden kaçınması düşünülemez.

KDV risk yönetiminde 9 temel kural:

Bundan önceki yazımızda KDV'yi şirketlerin tüm kararlarında hesaba katılması gereken en dinamik vergi olarak tanımlamıştık. KDV mevzuatı hem komplekstir, hem de çabuk değişir. İşin hem usul boyutu, hem muhasebe bağlantısı, hem gümrük boyutu, hem de diğer vergi kanunlarıyla bağlantısı vardır. KDV hata kabul etmez. Çünkü sonuçları ağırdır ve sirayet eder. Bu nedenle iyi bir yöneticinin hedefe giden yolda, iş yaptığı zaman kesitinin her aşamasında (business cycle) KDV riskini dikkate alması gerekir. Eğer iyi bir yönetici olmak istiyorsanız:

1. Yaptığınız işin türüne göre karşınıza çıkması muhtemel riskleri tanımaya ve risk profilinizi çıkarmaya çalışın.

2. Risk profilinizi içsel ve dışsal olmak üzere kategorize edin.

3. Sizin kontrolünüzde olup minimize edilebilecek olanlarla ilgili uygun bir risk stratejisi geliştirin.

4. Daha sonra bu riskleri ölçmeye ve önlemeye yarayan standart prosedürler geliştirin.

5. Risk önleyici prosedürleri uygulatmak ve uygulamayı gözetlemekle görevli bir ünite kurun.

6. Kontrolünüz dışındaki riskleri ve bunların muhtemel sonuçlarını tahmin etmeye çalışın ve varsa size en az zarar verecek önlemleri alın (hedging).

7. Prosedürleri zaman zaman iç denetime konu yapın ve sistemin gelişmesine imkan tanıyın.

8. Personelinizin KDV duyarlılığını geliştirici önlemler alın.

9. Kurduğunuz bu sitemin doğru çalışıp çalışmadığını "bağımsız bir göz" yardımıyla her zaman test edin.

Alışkanlıklarınızdan kurtulun ve bize bir şey olmaz demeyin!..

Unutmayın ki "aradığını bilmek ve bulduğunu anlamak" bir uzmanlık işidir. Alışkanlıklarınızdan kurtulun ve profesyonel olun. Ortam karanlıksa söylenmek yerine kalkıp bir mum yakın. Bizi, karanlığın tehlikelerinden sahip olduğumuz sistem kurtarır. Kurumsallaşmak ve profesyonel olmak için yapılan harcamayı "cari" ya da "transfer harcaması" olarak görmek "acemiliktir." Bu tür harcamalar niteliği itibariyle bir "yatırım harcamasıdır; kendiliğinden aktifleşir, ama bilançoda görünmezler. Onu sadece "aradığını bilen gözler" görür. Çünkü iyi yöneticinin, iyi bir ekibin ve çalışan bir sistemin hem "akım", hem de "stok" değeri vardır. "Küçük olsun benim olsun" diyen kaybeder. Konuyu Benjamin Disraeli'ye ait bir özdeyişle bitirelim: "Alışkanlıkların zincirleri, önce hissedilmeyecek kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur."

(Kaynak: Dünya Gazetesi | 07.09.2007)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM