BASINDAN YAZILAR
‘Defteri Kebir’ Tutulması Gerekli Mi? / Osman Arıoğlu - MuhasebeTR

‘Defteri Kebir’ Tutulması Gerekli Mi? / Osman Arıoğlu

 Başlığı okuyunca bazıları “Bu da ne demek, olur mu öyle şey, elbette gerekli” diye içlerinden geçirebilirler. Hatta “Bu ne saçmalık” veya “Eski köye yeni adet mi?” diyenler de olabilir. Hepsine saygı duyarım. Ben diyorum ki, gelin tartışılmaz veya dokunulmaz denilen şeyleri masaya yatıralım. Fikrimiz yanlış da olsa tartışmaktan kaçmayalım. Zira gelişme ancak hayal etmekle, yeni şeyler üzerinde cesaretle çalışmakla olur. Unutmayalım, bugün insan hayatının adeta bir parçası haline gelmiş nice buluş öncesinde çoğu başarısızlıkla sonuçlanmış çok sayıda deneye dayanır.
Elbette benim burada tartışmaya açtığım konu yeni bir buluş veya bu özellikte bir şey değil. Sadece ekonomik ve mali hayatı kolaylaştırmakta bugüne kadar fonksiyon görmüş bir muhasebe fonksiyonunun ortadan kaldırılması değil, bu muhasebe fonksiyonunu göstermek üzere kullanılan ama artık kağıt ortamına dökülmesi sadece ağaç ve orman israfı anlamına gelmenin ötesinde bir anlam taşımayan bir alışkanlığın sonlandırılmasıdır.
Muhasebede temel olan borç-alacak şeklinde çalışan muhasebe kayıtlarının düzgün yapılmasıdır. Artık uygulamadaki tüm muhasebe programları bilgisayar ortamında yapılıyor. Bu yevmiye kayıtlarına dayanarak mizan çıkarılıyor. Buradan bilanço gelir tablosu gibi diğer mali tablolara ulaşılıyor. İstenilen kebir hesabı “Mal hesabı, ortak cari hesabı, kasa, banka, müşteriler, satıcılar…” gibi tek düzen hesap planındaki tüm hesap grupları ve alt hesapları yine bu muhasebe programlarındaki yevmiye kayıtlarına dayanılarak istenildiği anda excel dahil istenilen şekilde süzülüp çıkarılabiliyor. Bunun için çıkarılan bu hesapların ayrıca tasdik ettirilmiş kağıt ortamına basılması duruma yeni bir anlam katmıyor. Artık vergi inceleme elemanları da bu hesapları basılmış “defteri kebir”den değil, bilgisayar ortamında talep edip, gerekli kontrolleri oradan yapıyorlar.
Aslında, vergi mevzuatı açısından defteri kebir tasdiki zorunlu olan bir defter değildir. Konuya ilişkin Vergi Usul Kanunu (VUK) 184’üncü maddesinde “Defteri kebir, yevmiye defterine geçirilmiş olan muameleleri buradan alarak usulüne göre hesaplara dağıtan ve tasnifli olarak bu hesaplarda toplayan defterdir” denilmiştir. Defter tasdiklerine ilişkin VUK 220’nci maddesinde de defteri kebir tasdike tabi defterler arasında sayılmamıştır. Ancak en yeni ve modern kanun olarak anılan Türk Ticaret Kanunu’nun 64/3’ncü maddesinde ticari defterlerin açılış ve kapanışlarının noter tarafından onaylanacağı belirtilmiştir.
Mevcut hükümlere göre defteri kebir hem VUK hem Türk Ticaret Kanunu hem de Türkiye Muhasebe Standartları’na göre tutulması zorunlu defter durumundadır. Biz defteri kebirin gerekli olmadığını söylemiyoruz. Bizim söylediğimiz zaten yevmiye kayıtlarına göre istenildiği anda ister elektronik olarak ister kağıt ortamına dökümü yapılabilecek defteri kebir kayıtlarının tasdike tabi bir deftere kağıt ortamında dökümünün yapılmasının gereksizliğidir. İstenildiğinde çıkarılabilecek bu kayıtların ayrıca tasdik edilmiş bir deftere dökümünün yapılması mecburiyetinin kaldırılmasıdır. Bununla muhasebe düzeninde hiçbir şey eksilmeden gereksiz bir kırtasiyenin ortadan kaldırılacağı ve ciddi anlamda bir kağıt, ağaç ve dolayısıyla da orman israfının önleneceğidir.

(Kaynak: İto Gazetesi | 24.05.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM