BASINDAN YAZILAR
İthal Bedellerinde Sonradan Yapılan İndirimlerin KDV Uygulaması / Osman Arıoğlu - MuhasebeTR

İthal Bedellerinde Sonradan Yapılan İndirimlerin KDV Uygulaması / Osman Arıoğlu

 Vergi teorisi ve uygulaması teknik bilgi ve iyi bir muhakeme gerektiriyor. Bazen teoriye uygun olsun diye yapılan yorumlar bakıyorsunuz ki gereğinden fazla sıkıntı ve kırtasiyeye neden oluyor. Bu konuda zaman içerisinde Gelir İdaresi önemli adımlar attı. Her zaman hatıra gelebilecek önemli bir adım örneği olarak iştirakler arasında örtülü kazanç dağıtımına yönelik yapılan düzenleme gösterilebilir.
İştirak şirketler arasında örtülü kazanç dağıtımı nedeniyle matrah farkı oluşturulması ve vergi ve ceza salınması için kamu açısından toplamda bir vergi kaybının ya da Hazine zararının oluşması gereği öngörülmüştür. Daha açık deyimiyle iki şirket de vergi ödeyen konumda ise burada toplamda bir Hazine kaybı olmadığından örtülü kazanç nedeniyle düzeltme yapılması ve tarhiyata gerek duyulmamıştır. Ancak şirketlerden biri kârlı, biri zararlı konumda ise o zaman Hazine’ye ödenmesi gereken toplam vergi bu işlem nedeniyle değişmiş olacağından bu durumda tarhiyat yapılması doğal olarak gerekecektir. Yapılan bu düzenleme ile daha önce gereksiz yere bir yanda matrah azaltımı yönünde düzeltme, diğer yanda tarhiyat gerektiren bir uygulama hakkaniyetli bir şekilde ortadan kalkmıştır.
İthalat iskontosu KDV uygulaması
Mal ithal eden bir firmaya daha sonra yurt dışındaki firma tarafından “credit note” (alacak dekontu) adlı bir belge düzenlenmek suretiyle yüzde 10-35 arasında iskonto yapılabilmektedir. Bu durumda yapılan iskonto için KDV uygulaması yapılıp yapılmayacağı sorulduğunda, verilen görüşler yukarıda verdiğimiz örneğe uygun olarak bu iskontolar için KDV uygulanmasına gerek olmadığı yönünde iken, daha sonra bu görüşten vazgeçildiğini gösteren mukteza verilmesi noktasına gelinmiştir. Oysa işin özünde mal ithalinde KDV ithalat aşamasında ve gümrüğe ödenmektedir. Daha sonra yurt dışındaki firma tarafından yapılan iskonto ise gümrüğe tabi bir işlem değildir. Ortada yapılan bir hizmet olduğundan bahsetmek de pek mümkün değildir. Hal böyle olunca yapılan bu iskonto için matrahta ve indirilecek KDV tutarında değişiklik olduğu gerekçesi ile fazladan indirilen tutar ilave ettirilmesi, daha önce gümrüğe ödenen KDV’nin iadesi de aynı dönemde olmayacağından gereksiz mağduriyete neden olacak mahiyettedir. Oysa, bu işlem önceki görüşlerde olduğu gibi mal ile ilgili Hazine’ye intikal eden KDV’de bir değişikliğe neden olmayacağından KDV hesaplanmaksızın işlemin tamamlanmasında ciddi pratik yarar bulunmaktadır.
İndirim ve iskonto dışında yurt dışındaki firmaya mallarının yurt içinde satılmasına yardımcı olmak gibi hizmet nedeniyle ise düzenlenen faturada KDV hesaplanması ve hasılat KDV olarak beyan edilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıkladığımız olayda sonuçta Hazine’ye intikal eden tutarı değiştirmeyen bir durum söz konusudur. Bu nedenle de pratik olması bakımından herhangi bir KDV hesaplanmaması ve buna yönelik işlem yapılmaması yönündeki önceki görüşler daha sağlıklı bir sonuç doğuruyordu.
Sonucu değiştirmeyen bu gibi durumlara ilişkin olarak “Mükellef odaklı idare” anlayışının bir gereği bu yorumun tekrar gözden geçirilmesinde yarar bulunduğunu düşünüyoruz.

(Kaynak: İto Gazetesi | 12.04.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM