O Gemide Olamıyacaksak Hangi Gemide Olacağız? / Erdoğan Süzer

 Türkiye son dönemde siyasi manevralar ve seçim atmosferinin etkisi altında durmadan gündem tazeliyor. Kasetler, sert miting mesajları politik arenaya hareketlilik getirirken ekonomiyle ilgili iç ve dış birçok kritik konu gündemden hızla uzaklaşıyor.

Önümüzdeki dönemde yaşanacak seri seçimler nedeniyle reformların askıya alınmış olması en azından siyasi kaygılar dikkate aldığında belki makul karşılanabilir. Ancak seçim rehavetinde dahi yakından ilgilenilmesi gereken işler var.

35 milyar dolarlık aciliyet!

İşte o alanlardan biri ABD ile AB arasında hızla yürüyen STA görüşmeleri... Dünya ekonomisine yön veren ABD ve AB bugünlerde ticaret ve yatırımda birlikte hareket edip serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamak için yoğun çaba sergiliyorlar. Türkiye, ekonomimizi yakından etkileyecek bu büyük oluşumu yakından takip etmek, bir şekilde içinde yer almak durumunda. STA, seçimler nedeniyle buzdolabına kaldırılamayacak kadar önemli ve acil bir konu.

Uluslararası ticarette üstünlük elde etmek isteyen ülkeler yeni pazarlara ulaşma hedefiyle ticaretin önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyorlar. Bu noktada STA stratejisi tam da hedefe uygun sonuç veriyor. STA'lar üye ülkeler arasındaki ticareti olumsuz etkileyen tarife ve tarife dışı engelleri kaldırarak taraf ülkeler lehine ticaret avantajları sağlıyor. Böylece ikili ticaret yeni bir ivme kazanıyor. Ortaya dev ekonomiler çıkıyor.

ABD ile AB'nin STA yakınlaşması 13 Şubat 2013'te başladı. İki dev ekonomi bu yolla çok kapsamlı bir ticaret ve yatırım ortaklığı kurmayı, Uzak Doğu'ya kayan dünya ekonomisini yeniden Batı'ya çevirmeyi hedefliyor. Merkez Bankası'nın yaptığı analiz sonuçlarına göre Türkiye'nin AB-ABD STA'sına taraf olmaması halinde milli geliri 4 milyar dolara kadar zarara uğrayabilecek. Ancak anlaşmaya taraf olması halinde milli gelirde yaklaşık 31 milyar dolar artış olabilecek. Bu hesapla iki alternatif arasındaki toplam etki 35 milyarı bulacak.

İki seçenekte de yokuz

Biz içeride siyasete gömülmüşken dünyanın en büyük iki ekonomisi hızla birbirine yaklaşıyor. Bu kaçınılmaz birlikteliği elbette engelleyemeyiz. Ancak bir şekilde o geminin içinde yer almamız gerekiyor. Aksi halde ortaya çıkacak dev dalgalar bizim filikada epeyce hasara yol açacak. Türkiye bu oluşuma iki şekilde dahil olabilir. Ya AB üyesi olacak ve AB'nin yaptığı anlaşmaya dahil olacak ya da ABD ile AB'den bağımsız olarak ikili STA imzalayacak. Bu iki yoldan hangisinin peşindeyiz dersiniz?

ABD Başkanı Barack Obama'nın ticari danışmanı Terry McGraw geçen hafta Türkiye'deydi. TOBB'da sorularımızı yanıtlarken, Türkiye ile ABD arasında yapılabilecek ikili STA'ya soğuk olduklarını, gemiye ancak AB üyesi kimliğiyle girebileceğimizi söyledi. Hemen ardından da STA'yı iki yıl içinde tamamlayacakları mesajını verdi.

Görünen o ki ABD Türkiye'yi kendi gemisine almayacak. AB üyeliğini her geçen gün Kaf dağının ardına biraz daha yaklaştıran siyasilerimizin ABD'yi de ihmal ettiği anlaşılıyor. Oysa siyasilerin 'bir oy' peşinde koştuğu bugünlerde hiç olmazsa devletin ulusal çıkarların peşine düşmesi, bir şekilde ekonomiyi büyütecek o dev gemiye ülkeyi taşıması gerekmez miydi? Ne yazık ki değerli yalnızlık, ekonomide değer üretemiyor!

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 12.03.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.