Zuhal KIZILOT - Eser ayıplı olunca...

Ayıplı malı kimse almak istemez. Ayıplı eseri de... Çünkü ortaya çıkan eser ayıplı ise beklentilere tam anlamıyla cevap vermiyor demektir. Bu durumda eseri kabul etmemek de çok doğal bir sonuç...

İş sahibi kuşkusuz ısmarladığı eserde belli birtakım niteliklerin bulunmasını ister. Ortaya çıkan eserin, iş sahibinin beklentilerini karşılamaması halinde ise sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulmuş olur. Bu açıdan teslim edilecek eserin, fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini karşılar özelliği taşıması gerekir. Aksi halde eser ayıplı olur ve yüklenicinin ayıba karşı tekeffül (ayabı tazmin etme) sorumluluğu ortaya çıkar.

Ayıplı eser en kısa tanımıyla; sözleşmede kararlaştırılan özellikleri veya var olmasından vazgeçilemez (olmazsa olmaz) bazı özellikleri taşımayan eserdir. Dolayısıyla iş sahibi yararına yapılan eser ile sonuçta ortaya çıkan eser, iş sahibinin amacına hizmet etmelidir. Eğer iş sahibine amaçladığı hizmeti veremiyor ise kural olarak ayıplı olduğu var sayılır.

360’ıncı madde...

Borçlar Kanunu’nun 360/1. maddesine göre;

‘Yapılan şey, iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya mukavele şartlarına muhalif olursa, iş sahibi, o şeyi kabulden imtina edebilir.’

Gördüğünüz gibi Borçlar Kanunu’nda, yukarıda belirttiğimiz açıklamalar doğrultusunda bir kanun hükmü yer alıyor. Bu hüküm ışığında ihtilafların çözümü de kolaylaşıyor.

Yargıya intikal etmiş bir ihtilaf sonucu verilen kararda;

‘Yapılan iş, bohçalama izolasyon işidir. Alınan bilirkişi asıl ve ek raporlarında, kontrol ve denetime önem verilmemesinden dolayı, imalatın birçok kusur ve hataları beraberinde taşıdığı, izolasyon imalatının kısım kısım bazı yerlerden su sızdırdığı, evsafına uygun tecrit sisteminin oluşturulmadığı, bohçalama ve izolasyon imalatını yapan yüklenicinin kusur ve hatasından dolayı binanın su sızıntılarından bu hali ile kurtulmasının mümkün olmayacağı, eserin kabul edilmeye zorlanamayacağı’ açıklanmıştır.

Bu durumda, ortaya çıkarılan eserin, amacına uygun olduğundan söz etmek mümkün değil. İş sahibi de BK’nın 360/1 maddesine gereğince eseri reddetmekte ve ödediğini geri istemekte haklı.

Bedelden indirim de yapılabilir

BK’nın 360/2 maddesinde ise eserdeki ayıbın, iş sahibinin eseri kabulden kaçınmayı haklı kılacak derecede önemli olmaması durumunda, mahkemece bedelden indirim yapılabileceği hükmü yer alıyor.

Bu iki hükmü somut olaya göre yorumlamak ve uyarlamak gerekiyor.

İstenilen özellikleri taşımayan ve kullanılamaz durumda olan bir eseri kabulden imtina etmek kaçınılmaz. Ancak haklı sebepleri olmak şartıylaÖGerekli ve yeterli sebepler yoksa, eser, kısmen de olsa kullanılabilecek durumdaysa bedelden indirim yoluna gitmek de uygun bir çözüm olarak gözüküyor.



NOT: Bütün çocukların, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum.

(Kaynak: Star Gazetesi | 23.04.2007)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.