Emekliliğe Yürüyüşte Adımları Bilerek Atmak Lazım / Şevket Tezel

 Soru: 30.07.1960 doğumluyum. Nisan 2003’te ev hanımı olarak isteğe bağlı sağlık primsiz Bağ-Kur'lu oldum. Ekim 2008 den beri de sağlık primli olarak en düşük primden eksiksiz olarak ödeme yapıyorum. 1 Mayıs 2010 da, Bağ-Kur Müdürlüğüne ev hanımı olduğumu bildirip vergi muafiyetinden yararlanmak için müracaat ettim. O tarihten bu yana da bu şekilde ev hanımı olarak vergi muafiyetinden yararlanarak primlerimi ödemekteyim. Bu şartlarda ne zaman emekli olacağımı ve ne kadar maaş alacağımı ayrıca daha iyi şartlarda emekli olabilmem için ne tavsiye edeceğinizi merak ediyorum. N.ORHAN

Cevap:  Bağ-Kur sigortalılığından en erken emekliliğiniz Nisan 2018’e kadar prim ödemeye devam ederek 30.07.2020’de mümkün olabilir. SSK’lılıktan emekliliğiniz ise en az son 1260 günü bilfiil SSK’lı çalışarak tamamlanmış olmak şartıyla 4500 günle 2028’den önce, 7 bin günle ise 2022’den önce gerçekleşemez. Bu nedenle de sizin için avantajlı emeklilik Bağ-Kur emekliliğidir.

Fakat benim sizin gibi 08.09.1999’dan sonra sigortalılığa başlayanlar açısından vurgulamak istediğim olumsuz durum ise başka. 1999 ve 2002 yıllarında getirilen ve henüz düzeltilmeyen yasalar çerçevesinde size iç açıcı bir şey söyleyemeyeceğim. Zira bahse konu yıllarda yapılan yasal değişiklikler sonucu taban aylık kavramında meydana gelen yeni durum nedeniyle emekli aylığınızın bugünün 325 TL’si gibi bir rakam olacağına kendinizi hazırlayın. 4/b sigortalılığından (Bağ-Kur) da, bundan sonra bilfiil çalışmaya başlayarak 4/a sigortalılığından (SSK’lılıktan) da emekli olsanız asgari ücretten yatan bu primlerle değişen bir şey olmayacak. 08.09.1999’dan sonra sigortalılığa başlayanlar henüz emeklilik aşamasına gelmedikleri için gümbürtüyü duyamıyoruz. 08.09.1999’dan sonra sigortalılığa başlayıp malulen emekli olanlar var bu şoku yaşayan, ama sayıları az olduğu için seslerini duymuyoruz. Bugün 650 TL SSK aylığı bağlandığında şoke olanlar yarın (Bugünün 325 TL’si değerinde bir miktarı) görünce ne diyecekler bilemiyorum ama vakti gelmeden bunun önlemi alınmazsa çok bireysel ve toplumsal çok sıkıntı çıkacağını söylemek kâhinlik olmayacaktır.

Okuyana inanılmaz gelen bu durum maalesef gerçek ve bu konudaki tüm gerçeklere tüm düzenlemelere vakıf bir bilene her vatandaşın ihtiyacı var. İşte bu noktada işin farkındalığını yakalayan vatandaşlarımızı elektronik ortamda yanıltmaya çalışanlara rastlıyoruz. Kimi sitelerde vatandaşın probleminin sadece emeklilik tarihi olduğu varsayımıyla aydınlanmadan rahatsızlık duyanlar olduğunu görüyoruz. Bu pervasızlıklarını hazımsızlığın yanında cehaletlerine veriyoruz. Kırk yamalı bohça haline gelmiş sosyal güvenlik sistemimizde Sosyal Güvenlik Müşavirlerine duyulan ihtiyacı yadsımaya çalışan bu diplomalı ama az okuyan cahillerin, ne 04.10.2000 öncesine ilişkin vergi kaydı sürelerinin hangilerinin Bağ-Kur sigortalılığına dönüştürülebileceği, birleştirilen Bağ-Kur süreleri sonucu aylık ve emeklilik kaybına uğrayanların bu sorunlarının çözümü, çalışma veya prim ödemeye devam etmenin hangi hallerde bağlanacak aylığı düşüreceği hangi hallerde yükselteceği, dahası hangi hallerde emekliliği öteleyeceği, SSK’lılıktan yahut Bağ-Kur’luluktan emekli olma halinde ne kadar emekli aylığı farkı olabileceği, hem SSK hem Bağ-Kur hem de Emekli Sandığı günleri olanların hangisinden emekli olmaları halinde daha avantajlı olacakları, hangi durumdaki gurbetçinin 9 bin gün, hangisinin 5 bin gün, hangisinin 3600 gün ödeyerek emekli olabileceği, emekli aylığının işsizlik sorunuyla malûl ülkemizde kıdem tazminatını kurtarmanın yolları konularında söyleyecek hiçbir şeyleri yoktur. 

İşte vatandaşın da tam da bunların tümünü bilen, hem SSK hem Bağ-Kur hem Emekli Sandığı mevzuatları, hem 4857 sayılı İş Kanunu, hem 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu, hem 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hem de Devlet Memurları Kanununa, 2022 sayılı Kanuna, hasılı ilgili tüm mevzuata, bunların tümüne birden hâkim gerçek uzmanlara danışmaya ihtiyaçları bulunmakta. Bunun farkındalığını yakalayan zaten bilginin karşılığını alıyor, yakalayamayan da kaybedip, sonunda ofluyor.

Son tahlilde bu vatandaşın yeni yeni uyanan aydınlanma ihtiyacını doğmadan kendi cehaletiyle boğmaya çalışan aydınlanma düşmanlarına Ziya Paşa’nın şu “Cuk” diye oturan beyitini armağan ediyorum.

“Erbab-ı kemali çekemez nakıs olanlar

Rencide olur dide-i huffaş ziyadan”

(Cahil olan ilim sahibini çekemez, yarasanın gözleri aydınlıktan rahatsız olur.)

(Kaynak: alitezel.com | 07.02.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.