BASINDAN YAZILAR
Sahte Maliyeciler Değil, Bakan Bile Vergi Borcunu Silemez! / Ahmet Yavuz - MuhasebeTR

Sahte Maliyeciler Değil, Bakan Bile Vergi Borcunu Silemez! / Ahmet Yavuz

 İnsanların haksız gelir elde etmek için kurdukları planları, çevirdikleri dolapları duydukça şaşırıp kalıyorum.

 

Bu kadar planlama ve organizasyon helal kazanç için yapılsa zaten aynı gelir elde edilebilir diye düşünüyorum. Ama bu yöntemlere bu derece başvurulması işin böyle olmadığını gösteriyor. Diğer ilginç olan şey ise hep aynı dolandırıcılık numaralarının sürekli tutması. Bu işe tevessül edenler hem dolandırdıkları kişilerin hem de isimlerini kullandıkları kitlenin vebalini alıyor. Vebal almak, hakka girmek gibi mevhumlar onlar için çok önemli olmayabilir ama bu vebalin bu dünyada da ahirette de çıkacağına inanıyorum.

Esnafı hangi yöntemlerle dolandırıyorlar?

Tahmin edileceği üzere sahte maliyeci/SSK'cı/polis/hakim vs. diyerek kendisini tanıtan ve insanlardan haraç, bağış, gazete parası, davetiye parası vs. toplayan insanlardan bahsediyorum. Hemen hemen her kurumun sitesinde bu yönde ikazlar bulunuyor. Ne var ki bu tür dolandırıcılığın önü bir türlü alınamıyor. Son olarak bana da yansıyan bir olayda vergi dairesinden ve müfettiş olduğunu söyleyen bir kişi şirketten para istemiş. Çıkan vergi ödemelerini de bir şekilde ayarlayacaklarını söylemiş. Şirketten vergi dairesi arandığında ise böyle bir çalışanın olmadığı bilgisi alınmış. Ama bazen dolandırıcılar ismini verecekleri maliye çalışanının telefonunu bir şekilde buluyor ve doğru telefon numarası bile verebiliyor. Verilen numara arandığında aranan kişinin doğru olduğu görünüyor ve tezgâh işlemeye devam ediyor.

Bu tür taleplerle yarın bir gün sizin de kapınız çalınabilir. Anayasamıza göre vergi sadece kanunla konabilir ve sadece kanunla kaldırılabilir. Şifahi hiçbir talep geçerli değildir ve dikkate alınmaz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci'nin isimleri ile gelenlerin bile dikkate alınmaması gerekiyor. Kaldı ki bu saydığım kişiler zaten kendilerinin ismini kullanılmasını istemezler. Sözlü olarak kimseye vergisinin silineceğini söylemezler. Vergide tarh, tahakkuk, tebliğ, tahsil ve tahsilat yapılamazsa icra aşamaları hep yazılı olarak ve resmi kanallarla gerçekleştirilir.

Dolandırıcıların başvurduğu yegane yol bu değil. Maliye kokartlarıyla, dergi, gazete, CD, broşür ve benzeri şeyler satılıyor. Vergi dairesindeki çalışanların isimleri kullanılarak maliye camiası yararına organizasyonlar düzenlenip davetiye, eşantiyon, ajanda vb. satışlar yapılıyor.

Mükelleflerin ev veya işyerlerine gidilerek, beyaz bir kâğıda basılmış sahte tahsil alındılarıyla para tahsilatı yapılıyor. Ankara'dan ödemeli posta gönderip postacıya ödeme yapılması sağlanıyor.

Dolandırıcılar sadece maliyenin ismini kullanmıyor. Yukarıda da belirttiğim üzere hemen her kurumun ismi maalesef bu tür kirli işlere bulaştırılıyor. Mesela SSK emeklileri de, kurumun adı kullanılarak dolandırılıyor. Emekli vatandaşlar aranıp maaşlarından eksik vergi kesildiği, daha fazla ceza ödememek için kısmi ödeme yapmaları gerektiği bildiriliyor. Sahte makbuzlarla tahsilat yapılıyor.

Bu tür dolandırıcılık şebekesinin tezgâhına düşmemek için gelen kişilerden muhakkak kimlik istenmeli ve dikkatlice kontrol edilmeli. Yukarıda da bahsettiğim üzere vergi ve prim tahsilatının nasıl ve kimler tarafından yapılacağı mevzuatta yazılıdır. Kanunla belirlenen haller ve özel yetkilendirilen personeli haricinde hiçbir çalışan tahsilat yapamaz. Bütün bu tedbirler alındıktan sonra bile usulüne uygun olmayan taleplerle karşılaşılması halinde ilgili mercilere suç duyurusunda bulunulmalı.

Malulen emekli olma hakkı

Bir yakınımın 1987-1990 yılları arasında 465 gün prim ödemesi var. Sonrasında ise herhangi bir ödeme yapmadı. 2004 yılında böbrek nakli ve kalça protezi nedeniyle uzun bir tedavi süreci yaşadı. Hastaneler Mayıs 2011'de maluliyet oranını yüzde 83 olarak belirlemiş. Bu rapordan sonra SGK'ya müracaat etmiş. Kurum onu eğitim ve araştırma hastanesine sevk etmiş. Fakat burada maluliyet oranı yüzde 60'ın altında tespit edilmiş. Yakınım böbrek nakli olanlara dahi maluliyet imkanı tanındığını, bir ayağının da protez olduğunu söylüyor. Maluliyet için dava açmak istiyor, şartları ve önerinize ihtiyacım var.

Okurdan gelen bu soruya cevabım şöyle: Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca sigortalıların sigortalılık süresi içinde Arıza/Hastalık Listesi'nde belirtilen hastalık veya arızaların meydana geldiği kurum Sağlık Kurulu'nca tespit edilen sigortalılar malul sayılır.

Arıza/Hastalık Listesi'ne göre; böbreğin diyaliz gerektirir böbrek hastalıkları veya böbrek fonksiyonlarının transplantasyona rağmen tekrar bozulması halinde veya kalça ekleminin iki taraflı tam ankilozu, kalça ekleminin dezartikülasyonu veya uyluk kemiğinin 1/3 proksimal (üst) seviyeden amputasyonu, iki bacağın alttan en az 1/3'ünün kaybı, diz ekleminin iki taraflı olarak 30 dereceden yukarı fleksiyon halinde ankilozu gibi durumlardan herhangi birisinin varlığı malullüğü gerektirir. Biraz tıbbi terimler içeren bu durumlar sizin yakınınızda da var gibi görünüyor. Dolayısıyla malulen emekliliğin hak edildiğini düşünüyorum. Yakınınız da yukarıda yer alan düzenlemelerden bahsederek önce SGK'ya itiraz edebilir, olumsuz yanıt verilmesi halinde iş mahkemesine dava açabilir.

 

 

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 31.07.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM