MAKALELER

Dursun Ali TURANLI
Yeminli Mali Müşavir


5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE KANUNUNA GÖRE İŞ ORTAKLIKLARININ KURULUŞU, TASFİYE EDİLMESİ, DÖNEM KAR VE ZARARININ ŞİRKETLERE VE ZARARININ ŞİRKETLERE DAĞITIMI VE VERGİLENDİRİLMESİ

Tarih: 14 Mart 2007

1- GENEL OLARAK

Ülkemizde 1983 sonrası yabancı sermaye yatırımlarında önemli artışlar  meydana gelmiştir. Bu durum ülkemizde sermaye birikimini artırarak, sermaye yapısını güçlendirerek ileri teknolojik yatırımların gelmesini sağlamıştır. Bu itibarla gerek yabancı sermayenin gerekse yerli sermayenin yapmış oldukları ortaklıklar ülkemizde önemli teknolojik yatırımlara ve teknoloji seviyesi yüksek tesislere kavuşulmasını sağlamıştır.

İş ortaklıkları, Kurumlar Vergisi kanunumuza 1.1.1986 tarihinde yürürlüğüne giren 3239 sayılı kanunla eklenmiştir. Böylece iş ortaklıkları (Joint Ventura) Kurumlar Vergisi statüsüne alınarak Kurumlar Vergisi mükellefiyetine tabi tutulmuştur. Daha sonra (4369 sayılı kanunun 81/D-1. maddesiyle değiştirilen ve 29.07.1998 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare) kurdukları ortaklıklardan vergi dairesinden bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklığıdır denilerek hem kurumlar statüsü korunmuş hem de adi ortaklık olarak da tesis etme imkanı getirilmişti. 5520 Sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunumuzda da tercih hakkı korunmuş, iş ortaklıklarının koşulları oluşmuş bulunsa dahi mükellefiyet tesisi ortakların tercihine bırakılmıştır. Böylece ortaklar tarafından talep edilmesi halinde iş ortaklığı olarak mükellefiyet tesis edilecek, talep edilmemesi durumunda ortaklık adi ortaklık olarak kabul edilecektir.


2- İŞ ORTAKLIĞININ KAPSAMI

İş ortaklıkları, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2/7. maddesinde bu verginin mükellef olarak tanımlanmıştır. Kurumlar Vergisi Kanununun 2. maddesinde iş ortaklığı 2/1.2.3.4.5.6. fıkraların da kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle belli bir işin birlikte yapılmasını müştereken taahhüt etmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklar olarak tanımlanmış 5520 Sayılı Kanun 2/7 maddesi aynen şöyledir“ İş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumları n kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.” denilmektedir.

Kurumların kendi aralarında şahıs ortaklıkları veya gerçek kişilerle belli bir işin yapılmasını müştereken taahhüt etmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan vergi dairesinden bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklığıdır denilerek kurum mükellefiyeti ihtiyari bırakılmıştır.


3- İŞ ORTAKLIĞININ KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFİYETİ İHTİYARİDİR

Yeni Kurumlar Vergisi Kanunumuz 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Kurdukları ortaklıklardan vergi dairesinden bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklığıdır denilerek hem kurumlar statüsü korunmuş hem de adi ortaklık olarak da tesis etme imkanı getirilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunun 2/7. maddesinde belirtildiği gibi iş ortaklığı şeklindeki Kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesisi ihtiyari olarak mükelleflerin vergi dairelerinden istemde bulunmalarına bağlanmıştır.
İş ortaklığı tanımına giren ortaklıklardan isteyenler Kurumlar Vergisi mükellefi olarak mükellefiyetlerini tescil ettirebilirler. İsteyenler de adi ortaklık olarak vergi dairesine mükellefiyetlerini tescil ettirebilirler.


4- İŞ ORTAKLIĞININ KURULUĞU VE UNSURLARI

İş ortaklıkları 31 nolu Kurumlar Vergisi Genel tebliğinde de açıklandığı gibi 1 ( ) K.V.K kanununun 2/7. maddesinde yazılı kurumların; kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle belli bir işin birlikte yapılmasını müştereken taahhüt etmek ve kazancı paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardır.

İş ortaklıklarının taşıması gereken hususlar şöylece sıralanmıştır:

4.1. Ortaklardan en az birinin Kurumlar Vergisi mükellefi olması

4.2. Ortaklığın belli bir işi sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşme ile kurulması,

4.3. İş ortaklığı konusunun belli bir iş olması,

4.4. Birlikte yapılacak işin belli bir süre içinde gerçekleştirileceğinin öngörülmesi,

4.5. İşin birden fazla takvim yılına yaygın; inşaat,onarma,montaj ve teknik
hizmetler olması,

4.6. İş ortaklığı ile işveren arasında bir taahhüt sözleşmesinin olması,

4.7. Tarafların, müştereken taahhüt edilen işin, belli bir veya birden fazla bölümden değil, tamamından işverene sorumlu olmaları,

4.8. İşin bitiminde kazancın paylaşılması,

4.9. Birlikte yapılması öngörülen ve müştereken taahhüt edilen işin bitimi V.U.K da belirtilen mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine getirilmesiyle mükellefiyetin sona ermesi.

İş ortaklıkları adi ortaklık statüsünde yada Kurumlar Vergisi mükellefi olarak müstakil bir birim kabul edilmektedir.

Hakedişler firmalar tarafından iş ortaklığı adına tahsil edilmektedir. İşle ilgili defterler bu ortaklık adına tutulmaktadır. Ortaklığa dahil firmalar adi ortaklığı yada iş ortaklığını oluşturmaktadır. Kar işin bitiminde toplu olarak tespit edilmekte, toplam kar hisselere göre bölünmektedir. İş ortaklığının en önemli özelliği tek bir işle sınırlı oluşudur. İş ortaklığına ilişkin kuruluş sözleşmesinin noterden tasdikiyle birlikte ortaklığın tescil ve ilanı olmadığı için kuruluş aşaması vergi dairesi kaydından sonra tamamlanmaktadır.


5- İŞ ORTAKLIĞININ KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFİ OLARAK TESİS EDİLMESİ DURUMU

Yeni Kurumlar Vergisi kanunumuz 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giren yasanın 2/7. maddesinde yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları  ya da gerçek kişilerle belli bir işin birlikte yapılmasını müştereken taahhüt etmek ve kazancı paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardır.İş ortaklıkları kurdukları ortaklıklardan vergi dairesinden bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklığıdır denilerek hem kurumlar statüsü korunmuş hem de adi ortaklık olarak da tesis etme imkanı getirilmiştir.31 seri no lu Kurumlar vergisi Genel

Tebliğinde belirtilen hususların taşınması halinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin de istenmesi halinde iş ortaklığı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesisi yaptırabilmektedir. Ancak mükelleflerin bu tercihi yaparken dikkat etmeleri gerekmektedir. Tercihin bir daha değiştirilmesi söz konusu değildir.

5.1.İş ortaklığının kurumlar vergisi mükellefiyeti şirketlerin kendi mükellefiyetlerinden ayrı olarak yeni bir şirket kuruluşu gibi değerlendirilecektir. Ancak iş ortaklıklarının tüzel kişiliği olmadığı için tescili söz konusu olmayacaktır.

5.2.İş ortaklığı adına bilanço usulünde göre defter tasdik ettirilecek ve ortaklığa ait tüm işlemler bu defterlerden izlenecektir. Alınan mal ve hizmetlere ilişkin belgeler iş ortaklığı adına alınacaktır.

5.3.Fatura ve diğer belgeler iş ortaklığı adına bastırılacak veya tasdik ettirilecektir.

5.4.İş ortaklığına Kurum KDV ve stopaj vergi mükellefiyeti SSK ve diğer mükellefiyetler açılacaktır.

5.5.İş ortaklığında işin bitim tarihi GVK’nun 44.maddesindeki “inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabulünün yapıldığını gösteren tutanağın düzenlendiği tarih, diğer hallerde işin şilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitirme tarihi olarak kabul edilir.”Hükmüne göre saptanacaktır.

5.6.Ortaklığın sona ermesinden sonra ortaklık adına tarh edilen vergi ve cezalar müteselsilen ortaklardan tahsil edilecektir.

5.7.Ortaklık kazancı kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.

5.8.Ortakların payına düşen kazanç iştirak kazancı olarak aynı yılda ortakların kendi şahsi mükellefiyetlerindeki netice hesaplarına alınacaktır.

5.9.Ortaklığın gerçek kişi olan ortaklarına düşen kazanç ise menkul sermaye iradı olarak bu ortaklarca kendi şahsi beyannamelerine dahil edilerek beyan edilecektir. Ayrıca vergi alacağı mahsubuna konu olacaktır. (GVK’nun 75,75/1,75/3)

5.10.İş ortaklığı bir adi ortaklık olarak değerlendirildiğinden diğer hususlarda borçlar kanununun 520-541 maddelerindeki düzenlemelere göre işlem yapılacaktır.

5.11.İş ortaklığı ticaret siciline tescil edilemez. Çünkü tüzel kişiliği yoktur.

5.12. İş ortaklığının KVK’nun tasfiyesine ilişkin hükümlerine tabi değildir.
(Danıştay 3.daire E:1999/2963, K:1999/1525)

5.13.İş ortaklığının temsilinde ortaklık sözleşmesinde belirtilen kişiler ortaklığı temsil eder. Böyle bir belirleme yoksa iş ortaklığı bir adi ortaklık olarak değerlendirildiğinden tüm ortaklar
temsil yetkisine sahiptirler.

5.1 İş Ortaklığının Kurumlar Vergisi Mükellefi Olarak Tesisinde İstenecek Belgeler

İş ortaklığının bağlı bulunduğu vergi dairesi ortaklığın kuruluş mukavelesinde gösterilen merkezin bulunduğu yer vergi dairesidir. Sözleşmede ortaklığın merkezi belirtilmemiş ise merkezin bulunduğu yer vergi dairesi iş ortaklığının vergi dairesi olacaktır.

5.1.1. Matbu işe başlama /bırakma bildirimi ve mükellefiyetlerinin iş ortaklığı şeklinde kurumlar vergisine tabi tutulması yönündeki açık istemlerini belirten vergi dairesine hitaben yazılmış bir dilekçe ile

5.1.2. Ortaklığın belirli bir işi sonuçlandırmak üzere hazırladıkları ve iş ortaklığı unsurlarından oluşan ortaklık sözleşmesi

5.1.3. İş ortaklığı ile iş veren arasındaki taahhüt sözleşmesi

5.1.4.Ortaklıktaki şirketlerin noter tasdikli ana sözleşmeleri

5.1.5. İş ortaklığındaki şirketlerin kanuni temsilcilerinin;

a.Noter tasdikli nüfus cüzdanı suretleri,
b.Yeni tarihli resimli ikametgah senedi,
c.Noter tasdikli imza sirküleri.

5.1.6. Gerçek kişi ortakların ;

a.Noter tasdikli nüfus cüzdanı suretleri,
b.Yeni tarihli resimli ikametgah senedi,
c.Noter tasdikli imza sirküleri.

5.1.7. Yer teslim tutanağı

5.1.8. İş ortaklığındaki şirketlerin en son ortaklık yapısını gösterir noter tasdikli ortaklık kararları bulunacaktır. Anonim şirketlerde en son yönetim kurulu üyelerini gösterir noter tasdikli karar bulunacaktır.

Yukarıdaki belgelerle müracaat eden mükellefler iş ortaklıklarını kurumlar vergisi mükellefiyetine tabi iş ortaklığı olarak tercihlerine uygun olarak mükellefiyet tesis ettirebileceklerdir.


6- İŞ ORTAKLIĞININ ADİ ORTAKLIK ŞEKLİNDE MÜKELLEFİYET TESİS EDİLMESİ DURUMU

Yeni Kurumlar Vergisi kanunumuz 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giren yasanın 2/7. maddesinde yazılı kurumların kendi aralarında ortaklıkları veya gerçek kişilerle belli bir işin birlikte yapılmasını müştereken taahhüt etmek ve kazancı paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardır.İş ortaklıkları kurdukları ortaklıklardan vergi dairesinden
bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklığıdır denilerek hem kurumlar statüsü korunmuş hem de adi ortaklık olarak da tesis etme imkanı getirilmiştir.Kurumlar vergisi kanununun 2/7.maddesindeki iş ortaklığı unsurlarını taşıyan iş ortaklı kları istedikleri taktirde ihtiyarilik hakkından yararlanarak kurumlar vergisi mükellefi şeklinde değil de adi ortaklık şeklinde mükellefiyetlerini tesis
ettirebilirler.

İş ortaklığının adi ortaklık şeklinde mükellefiyet tesisinde ortaklardan birinin mutlak suretle kurumlar vergisi mükellef olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca adi ortaklığın süresi sadece bir iş ile de sınırlı tutulamaz.

Adi ortaklık taahhüt edilen işin sonunda sona erebileceği gibi ortaklar isterlerse adi ortaklıklarını devamda ettirebilirler. İş ortaklığı unsurlarını taşıyan iş ortaklı ğının ihtiyarilik hükmünden yararlanılarak adi ortaklık şeklinde mükellefiyet tesisinin istenilmesi halinde aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

6.1.Adi ortaklık adına defter tasdik ettirilecek ve ortaklığa ait bütün gider ve hasılatlar bu deftere kaydedilerek izlenecektir.

6.2.Adi ortaklık adına fatura ve diğer belgeler bastırılacaktır.

6.3.Adi ortaklık adına sadece katma değer vergisi ve stopaj vergisi mükellefiyete açılacaktır.

6.4.İşin bitiminde ortaklar kendi hisselerine düşen kazancı kendi şahsi beyannamelerine dahil ederek beyan edeceklerdir.

6.5.Adi ortaklığın temsil yetkisi ortaklık sözleşmesinde belirtilmiş ise temsil yetkisi bulunan ortaklara, temsile yetkili kimse belirtilmemişse tüm ortaklar temsile yetkilidir.

6.6.Adi ortaklığı tüzel kişiliği yoktur. Tescil ve ilan gerektirmez.

6.7.Adi ortaklık hakkındaki diğer hususlarda borçlar kanununun 520-541 maddelerindeki hükümler geçerlidir.

6.1 İş Ortaklığının Adi Ortaklık Şeklinde Mükellefiyet Tesisinin İstenilmesi Halinde İstenecek Belgeler

İş ortaklığının bağlı olduğu vergi dairesi ortaklığın kuruluş sözleşmesinde gösterilen merkezin bulunduğu yer vergi dairesidir. Sözleşmede ortaklığın merkezi gösterilmemiş ise merkezin bulunduğu yer vergi dairesidir.

6.1.1. Matbu işe başlama /bırakma bildirimi ve mükellefiyetlerinin adi ortaklık şeklinde tesis edilmesi yönündeki açık istemlerini belirtir vergi dairesine hitaben yazılmış bir dilekçe

6.1.2.İş ortaklığı unsurlarını taşıyan ortaklık sözleşmesi

6.1.3.Adi ortaklık ile iş veren arasındaki taahhüt sözleşmesi

6.1.4.Ortaklıktaki şirketlerin noter tasdikli ana sözleşmesi

6.1.5.Adi ortaklıktaki şirketlerin kanuni temsilcilerinin

a.Noter tasdikli nüfus cüzdanı suretleri
b.Yeni tarihli resimli ikametgah senedi
c.Noter tasdikli imza sirküleri

6.1.6. Gerçek kişi ortakların

a.Noter tasdikli nüfus cüzdanı suretleri
b.Yeni tarihli resimli ikametgah senedi
c.Noter tasdikli imza sirküleri

6.1.7.İş ortaklığındaki şirketlerin en son ortaklık yapısını gösterir noter tasdikli ortaklık kararları

6.1.8.Yer teslim tutanağı

Yukarıdaki belgelerle müracaat eden mükellefler iş ortaklığını adı ortaklık şeklindeki tercihlerine uygun olarak mükellefiyet tesisi yaptırabileceklerdir.

İş ortaklığının kuruluşu ile ilgili yevmiye kayıtları aşağıdaki gibi olmalıdır.



7- İŞ ORTAKLIĞI İLE İLGİLİ SORUNLAR

İş ortaklığı bir adi ortaklık hüviyetindedir. Bu itibarla makine ve teçhizatın ortaklığa sermaye olarak konulması gerekir. Ancak makine ve teçhizat ortaklığı oluşturan firmaların bilanço aktiflerinde görülmektedir. Bunu da makine ve teçhizatın şirketlerin bilançolarından emsal bedelle çıkarmak gerekecektir.

Tabii burada hem katma değer vergisi hem de hasıl olacak değer farklarının şirketlerin bünyesinde vergilendirmek gerekecektir. Olay bununla da bitmemektedir. İş ortaklığını oluşturan firmalar genelde kurum statüsünde firmalardır. Bu firmaların bilançolarında amortismana tabi maddi duran varlıklarını V.U.K Mük 298. Md.si dahilinde enflasyon düzeltmesine tabi tutarlar.

İş ortaklığına sermaye olarak konulan maddi duran varlıklar Vergi Usul Kanunu gereği iş ortaklıkları da maddi duran varlıklarını enflasyon düzeltmesine tabi tutabileceklerdir. Ancak iş ortaklığının sona ermesi ile Enflasyon düzeltmesinden doğan farkların kara ilave edilmesi gerekecektir. Bu da iş ortaklığını oluşturan kurumlara ek bir vergiyi gündeme getirecektir.

Makine ve teçhizatın kiralama yoluyla olayın çözümlenmesine çalışıldığında yine elde edilen gelirin her yıl vergilendirilmesi sorunuyla karşılaşılmaktadır.

İş ortaklığına makine ve teçhizatın sermaye olarak konulabilir. Borçlar Kanunu 521 Md.’ sinde “ Sermaye , bir şeyin menfaatinden ibaret ise adi icara akdinde ve bir şeyin mülkiyetinden ibaret ise beyi akdinde hasar ve tekeffüle dair muayyen olan hükümlere tabi olur ” adi ortaklığa bir şeyin menfaatinin de sermaye olarak konulabileceği anlaşılmaktadır. T.T.K.nu 139.maddesinde de menkul ve gayrimenkul malların kullanma ve faydalanma haklarının sermaye olarak kullanılabileceğini belirtmektedir.

Ancak iş ortaklığına tahsis edilecek amortismana tabi maddi duran varlıkların kullanma hakkının sermaye olarak konulması amortismanlarla ilgili çözümü oldukça güç problemlerle karşılaşılmasını gündeme getirmektedir.

İş ortaklıklarında organize çalışma söz konusudur. Bu çalışma sonunda işin bitirilmesi esastır. Tabii işin bitiminde de yine bir takım vergisel sorunlarla karşı karşıya kalınacaktır. İş ortaklığı bir hasılat ve masraf ortaklığıdır. Ancak ortaklığa tahsis edilen maddi duran varlıkların işin bitiminde yeniden esas firmalarına çıkışı yapılacaktır. Bu itibarla Katma Değer Vergisi ve Kurumlar Vergisi yönünden yine vergi ile karşı karşıya kalınacaktır. Bu durum iş ortaklığını oluşturan firmaları güç durumda bırakacaktır.(Özbalcı, 13-15)


8- İŞ ORTAKLIKLARINDA İŞİN BİTİMİ KARIN VE ZARARIN ŞİRKETLERE DAĞITILMASI VERGİLENDİRİLMESİ VE TASFİYE EDİLMESİ

İş ortaklığında işin bitimi inşaat ve onarma işi için işin bitim tarihi gelir vergisi kanununun 44. Maddesinde belirlenen esaslara göre tayin olunacaktır. Geçici ve kesin kabul usulüne tabi işlerde geçici kabulün yapıldığı, tutanağın düzenlendiği tarih işin bitimidir.
Bunun dışındaki durumlarda işin şilen tamamlandığı ya da işin şilen bırakıldığı tarih işin bitim tarihi olarak kabul edilir. İş nedeniyle mükellefiyetle ilgili ödevlerin de tamamının yerine getirilmesi gerekir. Beyannamelerin verilmesi, tahakkuklarının yapılması ve çıkan vergilerin tamamının ödenmesi gereklidir. İş ortaklıklarının gelir vergisi kanunun 42. Maddesi kapsamına giren işleri nedeniyle kazanç tespiti aynı kanunun 42, 44 maddeleri uyarınca yapılmaktadır. İşin bitimi iş ortaklıklarının da sona erdiğini göstermez. Bu iş dolayısıyla mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine getirilmesi gerekir.

İş ortaklığının sona ermesinden sonra ortaklık adına tarh olunacak vergi ve cezalar müteselsilen ortaklardan aranacaktır. Öte yandan kurumlar vergisi kanununun 30. Maddesinde hangi şekilde olursa olsun tasfiyeye giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. İş ortaklıkları adi ortaklık olarak değerlendirildiği ve tüzel kişiliği bulunmadığı için iş ortaklıkları hakkında tasfiye hükümleri uygulanmayacaktır.

İş ortaklıklarında işin bitiminde kazanç paylaşılacaktır. Paylaşılacak kazanç vergi ve benzeri yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra elde edilen kazançtan kalan tutardır. Kazanç iş ortaklığınca beyan edilir ve Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine göre vergilendirme yapılır. İş ortaklıklarından ortakların elde ettiği kar payları gerçek kişiler yönünden Menkul Sermaye İradı , Sermaye şirketleri yönünden ise iştirak kazancıdır.

İş ortaklıklarının faaliyetlerinin zararla sonuçlanması durumunda bu zararın ortakların kendi kurum kazançlarından indirip indiremeyecekleri konusu tartışmalıdır.

Konuya ilişkin iki görüş bulunmaktadır. Birinci görüşe göre iş ortaklığı ayrı bir kurumlar vergisi mükellefi olduğundan oluşan zararı ortaklar kendi kurum kazançlarından indiremezler. İkinci bir görüşe göre iş ortaklığından elde edilen zarar niteliği itibariyle başka kuruma ait olan bir zarar değildir. Başka kurumlarca ortaklaşa girişilen bir ticari faaliyetin zararla sonuçlanmasıdır. Bu zararın
karşılanması nedeniyle ticari özvarlıklar azalmaktadır. Bu nedenle iş ortaklığının zararını kendi kurum karlarından indirmeleri gerekir.(Kızılot, 2000)








İş ortaklığı sayılmayan adi ortaklıklarda ise durum farklıdır. Bu adi ortaklıklarda kazanç vergilendirme yapılmadan önce paylaştırılır. Ortaklar paylaşım sonucu adi ortaklıktan elde ettikleri kazancı mükellefiyet durumlarına göre ortaklar bilançolarına alarak beyanı kendi firmalarından beyan ederler. Adi ortaklıktan kazanç elde eden gerçek kişiler bu kazançları ticari kazanç olarak gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Adi ortaklıktan kazanç elde eden tüzel kişiler ise kurum kazancı olarak kurumlar vergisinde beyan ederler. İş ortaklığı sayılmayan adi ortaklıklarda kazançlar vergilendirme yapmadan önce şirketlere hisselerine göre dağıtılır. Eğer taahhüt işi yapıldığı süre içinde tevkifat suretiyle kesilen bir vergi var ise bu vergilerde şirketlerin hisseleri oranında paylaşılır.

Adi ortaklık olarak kabul edilen İş ortaklıklarında karın şirketlere dağıtılması ile ilgili yevmiye kayıtları aşağıdaki gibi olmalıdır.





9- İŞ ORTAKLIĞI İLE KONSORSİYUM ARASINDAKİ FARKLILIK

Konsorsiyum kelimesi lügat anlamında tek idare altında toplanmış çeşitli kuruluşları ifade etmektedir. Konsorsiyumu kuran şirketler bağımsız hukuki yapılarını muhafaza ederler.

Kurumlar Vergisi Kanunu 31 seri nolu Genel Tebliğinde iş ortaklığının genel unsurları dikkate alındığında Konsorsiyum ve İş Ortaklığı arasındaki farklılık her ortağın işin belli bir bölümünün
yapımını taahhüt ettiği, her ortağın yapacağı işin taahhüt sözleşmesinde açıkça belirtildiği ancak taahhüt sözleşmesinde belirtilmemekle beraber, ortakların kendi aralarında yapacakları sözleşmeler ile her bir ortağın yükleneceği işin belirlenmesi, işveren idarece de bu sözleşmenin kabulü halinde iş ortaklığı söz konusu olmayacaktır. Bu tür ortaklıklar Konsorsiyum olacaktır.

İhale makamı tarafından ihale edilen işin bütünü içinde birbirinden ayrılabilen işlerin bulunması halinde, bu tip işler Konsorsiyum şeklinde yapılabilir. Birbirinden ayrılması mümkün olmayan
işlerde de Konsorsiyumdan bahsedilmesi mümkün değildir


10- SONUÇ

İş ortaklıkları Kurumlar Vergisi statüsüne tabi olarak kurulabilirler. Tescil ve ilanları olmamalarına rağmen kurum sayılmaktadırlar , kar dağıtımı ve vergilendirme kurum olan ortaklarda Kurumlar Vergisi Kanununa uygun  olarak yapılacaktır. Kazanç iş ortaklığı bünyesinde vergilendirildikten sonra kar dağıtımı yapılacaktır.

Ortaklardan diğerinin gelir vergisi mükellefi olması durumunda ise gerçek kişinin de Gelir Vergisi Kanununa göre vergilendirilmesi yapılacaktır.

İş ortaklıkları aynı zamanda Adi ortaklık olarak da kurulabilirler. Adi ortaklık sayılan iş ortaklıklarında karın dağılımı vergiden önce iş ortaklığı bünyesinde yapılacaktır. Dönemin vergilendirme işlemleri ise şirketlerin bünyelerinde yapılacaktır.



KAYNAKÇA


Özbalcı, Yılmaz “Yıllara Yaygın İnşaat
Onarım İşlerinde Vergilendirme Sorunları” s.13-15
Kızılot, şükrü, (2000) Kurumlar Vergisi
Kanunu ve Uygulaması, Ankara: Yaklaşım yayınları (2000) s.282,283,284,292
 

NOT: Bu makale İstanbul SMMM Odası Mali Çözüm dergisinden iktibas edilmiştir.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM